Fenerbahçe'nin Serisi Sona Erdi

 


SİVASSPOR 1 - 1 FENERBAHÇE

Fenerbahçe kötü gidişat sonrası kupa dahil 6'da 6 yaptığı serinin ardından Sivasspor ile puanları paylaştı. Böylece galibiyet serisi de sona ermiş oldu. Birkaç hafta önce fikstüre baktığımda Fenerbahçe'nin 1 puan almasının olumlu bir sonuç olacağını düşündüğüm tek maç Sivasspor deplasmanıydı. Yakaladığı seriye rağmen henüz net bir oyun kimliği ortaya koyamayan sarı lacivertli ekip sıkıcı geçen maçta ev sahibi ekip gibi 1 puandan memnun bir görüntü sergiledi. -8 derece soğukta oynanan, sakatlıkların bol olduğu maç seyir zevki açısından bir hayli sıkıcıydı.


Maçın başında iki takım da kontrollü bir şekilde rakibin açık vermesini bekleyerek topa sahip olmaya çalıştı. Top rakipteyken ise iki taraf da sert savunma yaparak birçok oyuncunun kısa süreli sakatlıklar yaşamasına sebep oldu. Zeminin de etkisiyle Tisserand'ın hatası sonrası Yatabare çok net bir fırsat yakaladı fakat pozisyonu gole çeviremedi. Tisserand hatasını telafi etmek için Yatabare'nin açısını kapatmaya çalışırken sakatlık geçirdi ve oyundan çıkmak zorunda kaldı. Bence Fenerbahçe'nin yakaladığı serideki en büyük faktör Tisserand-Sadık uyumu ve uyguladıkları etkili savunmaydı. Yine Tisserand-Sadık ikilisinin başladığı maçta yaşanan bu sakatlık savunma yapısını da etkiledi. Ki Sivasspor'un kullandığı kornerde Gradel'in şutunda top ceza sahasına düştü ve yaşanan karambolde Tisserand'ın yerine giren Lemos'un başarısız müdahalesi sonucu Yatabare topu ağlara gönderdi ve Sivasspor 1-0 öne geçti.

Fenerbahçe yediği golden sonra hücumda istediği gibi bir etkinlik gösteremedi ve ilk net pozisyonu Sivasspor savunmasının dağınık yakalandığı dakikalarda Thiam'ın pasında Samatta'nın ceza sahası sol köşesinden yaptığı vuruşla kalecinin kurtardığı şutla geldi. Etkisiz oyununu göz önünde bulundurduğumda sarı lacivertlilerin golü ancak bir duran topla bulabileceğini düşünüyordum. Öyle de oldu. İlk yarının son anlarında Mert Hakan'ın şutunda Appindangoye'nin eline çarpan top Fenerbahçe'ye penaltı kazandırdı. Valencia topun başına geçti ve meşin yuvarlağı ağlarla buluşturdu. Böylece takımlar 1-1'lik eşitlikle soyunma odasına gitmek için sahadan ayrıldı.


İkinci yarıda çayıma biraz daha dem eklemek zorunda kaldım çünkü sıkıcı futbol devam ediyordu. İki takım net gol pozisyonu diyemeyeceğimiz bazı fırsatlar yakalasa da bunları gole çeviremedi. Maçın son yarım saatine gelindiğinde iki takım da 1 puana razı bir görüntü sergiliyordu. Teknik direktörler yakalayacakları bir fırsatla 3 puanın da tadından yenmeyeceğini düşünerek değişiklikler yaptı fakat bunlar sonuca yansımadı. Rıza Çalımbay aslen bir sağ bek olmayan Robin Yalçın'ı kenara alıp yerine Goiano'yu aldı. Fajr'ın yerine de Isaac Cofie'yi alması orta sahanın direncini arttırmak ve Sosa değişikliğine cevap olarak doğru bir hamleydi. Yorgunluğunu hissettiğimiz Erdoğan'ın yerine ise Fenerbahçe savunmasının olası önde yakalanması ihtimali sonrası defansın arkasına atılacak topla gol bulabileceğini düşündüğünden ligimizin süratli oyuncularından Kayode'yi aldı. Bu değişiklikle Yatabare'de sağ kanada geçti. Novak eşleşmesinde hava toplarında ve ikili mücadelelerde fiziki olarak üstünlük sağlayacak Yatabare top rakipteyken takım savunmasına sağladığı katkıyla da bence maçın adamıydı. İkinci yarıda gol olmadı ve maç 1-1 sona erdi.


FENERBAHÇE'DE SAHANIN EN İYİSİ LUİZ GUSTAVO

Fenerbahçe'nin defansif orta saha oyuncusu Luiz Gustavo'nun kariyerinin son döneminde defansın önünde çapa rolünü üstlenmesi gerektiğinde stoperde ve sol çizgide çakılı bir bek gibi oynaması sizi yanıltmasın. Çünkü Luiz Gustavo'yu Luiz Gustavo yapan şey defansif, fiziksel özelliklerinin üst düzey olmasının yanı sıra hücumda da takıma katkılar sağlayıp gerektiğinde gol, asist ve asistin asistini yapabilmesidir. Yaşı itibariyle tüm bunları eski seviyesinde yapamayabilir ancak Fenerbahçe gibi bir takım stoperlerinden bile hücumda katkı beklerken kendisinin garantici bir şekilde risk almadan oynaması doğru değil. Ki bu yüzden çoğu taraftar tarafından "el freni" denerek eleştirilmektedir.

Ancak son üç maçına baktığımızda Erol Bulut'un da isteğiyle Gustavo biraz daha hücumdaki pas oyununa katılmaya başladı. Sıkça ara pas deneyerek topu yönünü diğer kanada değiştirecek uzun topları da atıyor. Ankaragücü maçında Thiam'ın golüne Valencia'nın assisti öncesi Fenerbahçe'nin hücumda oluşturduğu pas üçgeninin bir parçası olarak ceza sahası önünde golün oluşumuna katkı sağladı. Aynı denemeleri bu maçta da gözlemledim. Nazım'ın, Mert Hakan'ın kanatlardan bindirmelerinde ara pasları atan kişi Gustavo'ydu. Ceza sahasının önüne kadar gelip takım arkadaşlarıyla birkaç defa üçgen oluşturduğu oldu. Ayrıca defansif anlamda gösterdiği performansla da Fenerbahçe'nin sahadaki en iyi oyuncusuydu.

Mesut Özil'in gelişiyle hızlı ve süratli forvet, kanat ihtiyacı olduğu söylense de bence orta sahada Mesut'un anlaşabileceği pas özelliği, vizyonu yüksek futbolculara daha fazla ihtiyaç var. Bunun için en güçlü isim Sosa. Fakat Sosa'nın fiziki yetersizliğinden Mesut'la aynı 11'de olmasının zor olduğunu düşündüğümüzde Gustavo'nun pas oyununa katılması Mesut'un istediklerini yapmasına da katkı sağlayacaktır. 



BAL YAPMAYAN ARI

Geçtiğimiz sezon Sivasspor'un çıkışında gösterdiği performansla ön plana çıkarak Fenerbahçe ve Galatasaray'ın radarına girmiş ve Fenerbahçe'ye transfer olmuş Mert Hakan Yandaş Erol Bulut'un planlarında sık sık kendine yer buluyor. Gol ve asist katkısı yapıyor olsa da ben Fenerbahçe'ye çok zarar veren bir oyuncu olduğunu düşünüyorum. Maçın ikinci yarısında Erol Bulut'un orta sahada topa biraz daha sahip olmak amacıyla Sosa'yı oyuna alması doğru bir hamleydi. Ancak Sosa'yı Thiam'ın yerine değil Mert Hakan'ın yerine almalıydı. Böylece ileride Samatta arkasında Thiam-Pelkas-Valencia hücum hattına Sosa'nın katkısı olabilirdi. Ancak Mert Hakan topu ezerek Fenerbahçe'nin 1 kişi eksik oynamasına sebep oldu.

Yoğun maç fikstüründe elbette rotasyonda Mert Hakan gibi bir oyuncunuzun bulunması iyi bir şey. Ancak mecbur kalınmadıkça oynamaması gerektiğini düşünüyorum. Genelde onu 3'lü orta sahanın hücuma yakın mezzala rolüyle sahada kullanan Erol Bulut'un Mesut Özil'in takıma gelişiyle onun arkasındaki orta saha 2'lisinden birini Mert Hakan olarak tercih edeceğini düşünmüyorum. Tolga Ciğerci bile o varyasyonda formaya kendisinden daha yakın bence. Tabi hoca farklı bir karar alıp beni şaşırtır mı orasını bilemem.

Ancak şunu biliyorum ki Mert Hakan oynadığı maçlarda takım oyununa katkıdan ziyade aldığı topları ezen, pas atması gerektiği zamanlarda yanlış tercihler yapan, şut özelliği geçen sezon kadar iyi olmayan ve fırsat yakaladığındaysa bencilliğiyle pozisyonu harcayan bir oyuncu. Erol Bulut'la iyi bir ilişkileri olabilir, antrenmanlarda iyi bir performans sergiliyor da olabilir veya hoca koşu mesafelerine aldanıp kendisini yeterli görebilir ama bence Fenerbahçe'nin menfaati açısından Mert Hakan Yandaş sadece bir hamle oyuncusu olarak değerlendirilmelidir.

Yorumlar

  1. Merhaba.Öncelik ile teşekkür ederim güzel kaleminiz için.Gustavo vede özellikle Mert hakan hakkında ki görüşünüze katılmamak mümkün değil.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder