Onyekuru'dan Erken Siftah
GAZİANTEP FK 1 - 2 GALATASARAY
Bu sezon en çok konuşulan takımlardan biri olan Gaziantep FK'nin iç sahadaki namağlup serisi sona erdi. Galatasaray aldığı galibiyetle birlikte bu sezon topladığı puanların yarısını iç sahada diğer yarısını da deplasmanda toplamış oldu. Şumudica sonrası taktiksel istikrar bir maç dışında sürdürülmeye devam etti. Bence oyuncu performanslarında aynı istikrar yok. Bu da aklımda Gaziantep ekibinin şu an toplamış olduğu 35 puanın bir o kadarını sezon sonuna kadar toplayıp toplamayacağı konusunda soru işaretleri oluşturuyor. Aslında Süper Lig'de her sezon böyle senaryolar yaşanabiliyor. Medyanın da şişirmesiyle bazı teknik direktörlerin isimleri kötü sonuçlar alan büyük takımlarla yazılıp çiziliyor. Bir süre sonra çok başarılı olduğu düşünülen teknik direktörler kötü seriler yakalıyor ve üst sıralarda tutunamayarak adını unutturuyor. Adını unutturmayanlar için de başarı Süper Lig kulüplerinin yılda 2-3 teknik direktör değişikliği yaptığını düşünürsek aday listesinde yerini almak oluyor ve mesleğini belli yaşa kadar idame ettirebiliyorlar. Kısa süreli serilerle isimler üzerindeki beklentilerin artması bu şekilde ezbere bir döngüye sebep olduğundan antrenörler kariyerlerini bir adım ileri taşımak için çabalamıyor ve elindekiyle yetiniyor. Bu umutsuzca kabullenmişlik zihniyeti toplumumuzda da mevcut olan "aman ya çalışsam ne değişecek, yine aynı terane" yaklaşımının ta kendisi. Yerli teknik direktör ihracatında bu yüzden başarısızız. Aslında bir iki örnek oluşturmayı başarabilsek bu zihniyet de çökecektir. Fakat eldeki medyayla, Türk futbolunun ve kulüplerinin rezalet yönetimiyle bu pek de mümkün gözükmüyor. Neyse bu ayrıca üzerine uzunca konuşulacak bir konu olduğundan fazla uzatmayacağım.
Galatasaray maça her zamanki gibi topa sahip olup pas üçgenleri kurarak defansın arkasına atacağı toplarla golü bulmayı arzulayan "yemeyelim de bir şekilde atarız" yapısındaki oyunuyla başladı. Ev sahibi ekip ise üçüncü bölgede yoğun pres uygulayarak Galatasaray'ın pas varyasyonu sağlamasını engelleyerek rakip topla 2. bölgeye geldiğindeyse defans hattını ceza yayının hizasında kurarak Galatasaray'ın planını uygulamasına müsaade etmedi. Zaman zaman defans çizgisi öne çıksa da savunmanın uyguladığı başarılı ofsayt taktiği Galatasaray'ın etkili olamamasına sebep oldu.
Gaziantep FK rakibinin oyunu üzerinden kurduğu taktiği sahada uygularken sık sık pozisyon buldu. Fakat Muslera faktörü ve Galatasaray'ın sezon başından bu yana yapmış olduğu başarılı savunma sebebiyle topu ağlarla buluşturamadı. Yakın zamanda üst sıralardaki takımların yediği gollerde şutların nerelerden geldiğine dair verilerle karşılaştım. Galatasaray kale alanından gelen şutlarda en az gol yiyen takım. Bu veriler çok şey ifade etmiyor olabilir, bence ediyor: savunmasının özellikle ceza sahasında ne kadar başarılı olduğunu gösteriyor. Takımların Muslera olmadan oluşan bu verilere bir de Muslera'yı eklediğimizde rakiplerine karşı en düşük xG ortalamalarından birini veren Galatasaray'a gol atmak için birçok net pozisyon bulması gerekiyor ki yüzdeye göre bunları gole çevirerek puan ya da puanlar alabilsin. İlk yarıda Galatasaray 2 gün önce Şampiyonlar Ligi Çeyrek Final'inde Real Madrid deplasmanına çıkmış kadar yorgun veya eleme aşamalı bir turnuvada ikinci maça ilk maçı 8-0 kazanmasının verdiği isteksizlikle oynuyor gibiydi.
İkinci yarıda Kerem Aktürkoğlu ve Cimbom'un gözdesi yeni transfer Henry Onyekuru'nun oyuna girmesi maçın kırılma anı oldu. Defans arkasına yeteri kadar oyuncu kaçıramayan Galatasaray birkaç defa bunu başardığındaysa ofsayt taktiğine yakalanmış ve etkili pozisyonlar üretememişti. Ancak Kerem ve Onyekuru'nun hareketliliği birçok denemeden sonra sonuç verdi Arda Babel paslaşmasının ardından ceza sahası içinde savunmanın arkasına hareketlenen Onyekuru topu ağlara gönderdi. Bence pozisyon bariz ofsayt. Ancak VAR'dan gelen ofsayt çizgisi görüntüleri İngiltere, Almanya liglerindeki kadar net ve tatmin edici olmaktan ya da buna yaklaşmaktan ziyade benim gibi düz çizgi çizmeyi pek de beceremeyen birileri tarafından kalemle çiziliyormuşçasına rezalet. Ofsayt verilen pozisyon uzun uzun incelendikten sonra gol değeri kazanıyorsa demek ki gol ofsayt değil. Diğer bir ihtimal VAR'da görev alanların tedavilik görme bozukluğu yaşıyor olmasıdır. Bana ilk sebep daha makul geliyor. Bu yüzden golün temiz olduğu sonucuna ulaşıyorum.
Golün ardından Galatasaray önde olmanın avantajı ve sezon başından beri oyununun en büyük ihtiyacı Onyekuru veya Onyekuru tarzı oyuncu tipine sahip olmasıyla planlarını daha rahat bir şekilde uygulayacağı görüntüsünü verdi. Ancak ev sahibi ekip golden sonra kırılganlaşmak yerine olumlu reaksiyonlar vererek maç 0-0'ken olduğundan daha iyiydi. Hücumda etkili olmaya çalıştılar, pozisyonlar da buldular fakat gole çeviremediler. Son yıllarda yaptığı ya da yapmadığı veya geç kaldığı değişiklikler neticesiyle sıkça eleştirilen Terim oyunun orta sahada sıkıştığını görerek fizik ve pozisyon bilgisi anlamında yetersiz olan iyice yorulmuş Arda'yı, hücum özellikleri ağır basan yine yıpranmış Emre Kılınç'ı kenarı aldı. Yerlerine rakibin ataklarını sindirdikten sonra hücuma katkı vermesini bekleyerek daha dinamik bir oyuncu olan Ömer Bayram'ı ve orta sahada sıkışan oyunu rakibin açılarını kapatarak pas oyununda takımına katkı sağlayabilecek Etebo'yu alması çok doğru hamlelerdi. Terim'in bugün yaptığı doğru hamleler 3 puanın mimarı oldu. Gaziantep ekibinin sindirilen hücumunun ardından defans çizgisinin müthiş uyguladığı ofsayt taktiğini Kerem Aktürkoğlu'nun nefis ince pasıyla bozması ve Onyekuru'nun kendisinin neden bu seviyede tercih edildiğini kanıtlarcasına defans arkası koşusuyla topu ağlara göndermesi skoru 2-0'a getirdi. Gaziantep FK takımı golden sonra yaptığı değişikliklerle etkili olmaya çalışsa da bence maçın sonucu belli olmuş gibiydi. Galatasaray 2. golden sonra farkı daha da arttırabilirdi. Son saniyelerde Gaziantep ekibinin penaltıdan bulduğu gol maçın skorunu belirledi ve Galatasaray sahadan 2-1 galip ayrıldı.
ONYEKURU FARKI
Galatasaray'da 3. Onyekuru dönemi resmen başlamış oldu. Galatasaray'da önceki iki döneminde de takımına çok büyük katkılar veren Onyekuru belki de Galatasaray kariyerindeki en başarılı olacağı döneme giriyor. Çünkü sistem tamamıyla onun için kurulmuş vaziyette. Eldeki malzemeyle son 2 sezondan farklı bir oyunla karşımıza çıkan Terim'in takımında en büyük, en acil ihtiyaç forvetten önce defans arkası koşuları etkili olan bitirici bir kanat oyuncusuydu. Galatasaray'ın diğer büyük takımlarda olduğu gibi transfer çalışmalarının scouting üzerinden değil menajerlerin önerileri ve bilindik isimler üzerinden yapıldığını düşünürsek her fırsatta Onyekuru ihtiyacından söz edilmesi doğal. Aranılan özelliklere sahip olmasıyla birlikte daha önce bu görevi üstlendiğinde verdiği katkıyı da düşünürsek çok doğru bir transfer. En son 19 Eylül'de yeşil sahalara ayak basan, maç eksikliği fazla olan oyuncu daha ilk maçında sadece 45 dakika oyunda kalarak beklentileri fazlasıyla karşıladı. Kendisinin sıkıntıları da mevcut. Bunlar: pas oyununa ve takım savunmasına katılım. Ancak asıl ihtiyaçları karşıladığında o sıkıntılar göze batmayacaktır.
Yine her zamanki gibi iğneden ipliğe bizleri aydınlattınız.Teşekkürler...
YanıtlaSil